
9’da mutfakta!
9’a çeyrek var, işteyim. (ben genelde hep biraz gecikirim) Çeyrek kala-9 arası günün en eğlenceli, biraz uykulu biraz agresif saatlerinde olanlar bana hep ilginç ve komik gelmiştir.
İlk Aziz, Irmak ve Seder işe gelir. Aziz Türk kahvesi, Irmak çay, Seder nescafe içer genelde.
Sigaralar yakılır, kahve kokusu yayılır. (Evet, kafiye olsun diye.)
Bütün günümüz birlikte geçmiyormuş gibi, işten sonra neler yapıldı, yeni bir mekân mı denendi, yeni bir yemek mi yapıldı bunlar konuşulur.
Ben eğer yeni bir film izlediysem Irmak’a onu anlatırım.
Kişisel muhabbet birkaç dakika sonra iş muhabbetine döner. Bugün ne yapıyoruz, o iş ne oldu, toplantı kaçta gibi sorularla birbirimizi senkronize ederiz. Biz Steve Jobs’un elmaları değiliz ama armut da değiliz, senkronizasyon bizim işimiz 😛
Bazı günler bazılarımız uykusuz gelir, yüzünde yastık iziyle gelir, nerden geldiği belli olmayan bir enerjiyle gelir, bu konuda da birbirimizi eşitleriz. Yüksek enerjisi olan fazla enerjisini ihtiyacı olana verir. Şaka olur, muhabbet olur, çakmak uzatarak olur ama bir yolu bulunur.
Enerjiler dengelendikten, kahveler içildikten sonra 9.00 civarı, herkes bilgisayarının başına geçer.
Herkes kulaklık takarak da çalışsa, hep birlikte müzik dinleyerek de çalışsa, ofisteki enerji çok çabuk hissedilir ve bu enerjinin akıbeti sabah yapılan 10 dakikalık muhabbette belli olur.
Elinizden kahveler, yüzünüzden gülücükler, fotoğraflarınızdan like’lar eksik olmasın.
Buraya kadar okuduysanız eğer, teşekkür ederim.